15 Temmuzda neredeydin?

              Armada'da spor salonundaydım. Saat 22:00'ye doğru soyunma odasına girdiğimde uçaklar uçuyormuş diye konuşulduğunu duyunca hemen üzerimi değiştirip bahçeye indim. Helikopterler külliye, anıtkabir ve Kızılay üstünde vızır vızır dönüyorken savaş uçakları da alçak uçuş yapıyordu. O günlerde ışıd Fransa'da kamyon kaçırıp halkın arasına dalmıştı. Galiba bu sefer de uçak kaçırmışlar ve Anıtkabir'e veya çevresinde bir yere saldırı yapmayı planlıyor ki  bu hava araçları onu engellemek için böyle uçuyor diye aklımdan geçirdim. Bu arada Twiter ve whatsuptan darbe veya sıkıyönetim söylentileri dolaşmaya başlamıştı. Eve gitmek için yola çıktım. Yolumun üzerindeki Akparti genel merkezinin yanından geçerken herhangi bir hareketlilik var mı diye baktığımda görünürde ne askeri araç vardı ne de binada ışığı yanan pencere vardı. Darbe olsa ilk buraya gelinirdi diye düşünüp ev gittim. Olayları internet ve televizyondan takip etmeye başladım.  Başbakan bir TV programına bağlanıp ordu içinde hareketlilik olduğunu söylediğinde işin ciddiyeti ortaya çıkmaya başladı. Bir de TRT'de titreyerek darbe bildirisini okumaya çalışan spikeri görünce "prime time 'da canlı canlı darbe oluyor" diye konuşmaya başladık. Sonra neler oluyor diye bakmak için dışarı çıkıp ak partinin önüne tekrar gittim. Yavaş yavaş insanlar toplanmaya başlamıştı. Kalabalığın içinde bozkurt yapan çok sayıda vatandaş da vardı. Biraz orada kalıp kalabalıkla beraber tekbir getirdikten sonra Şamil Tayyar konuşmaya başladı. Kendisini sevmediğim için bunu dinlemeye gelmedim deyip Kızılay'a doğru gitmek üzere yola çıktım
            Kızılay'a giderken Balgat'tan bir arkadaşımı daha aldım. Genelkurmaya yaklaşınca sağlı solu her taraf park etmiş arabalarla doluydu. Yol ortasında duran bir arabanın içindeki sivil giyimli biri kimlik gösterip "istersen daha fazla gitme" dedi. Kimliğine hiç bakmadan "tamam" dedikten sonra az daha ileri gidip arabayı yol kenarına bıraktık. Yola yürüyerek devam ettik. Genelkurmayın Eskişehir yolu tarafında yer alan kapı tankla kapatılmış yanında askeri kıyafetli ve silahlı insanlar vardı. Önceleri sadece havaya ateş edildiğinden bir taraftan video çekiyor bir taraftan da "sanki askerlik yapmadık mı tüfek sesinden mi korkacağız" diyerek sohbet ediyorduk. Yolun Genelkurmay tarafı tıka basa insan dolu olduğundan biz daha az insanın olduğu deniz kuvvetleri tarafındaydık. Işıkları yanmayan helikopterler Genelkurmay bahçesine inip inip kalkıyordu. Bir zaman sonra Kızılay tarafından bir helikopterin yolu taraya taraya biz tarafa doğru geldiğini görünce askerde öğrendiğimiz hedef küçültmeleri falan unutup kaldırımın yanına uzunlamasına yattım. O ana kadar kendi kendime en fazla tutuklanırım ve işkenceye gerek kalmadan Kennedy' i de sen öldürmüşsün deseler bile tüm suçlamaları kabul ederim diyordumMermiler yanımıza düşmeye başlayınca karşımızdakilerin Türk askeri değil asker kıyafeti giymiş terörist olduğunu anladık. Helikopter gidince yukardan gelen ateşlerden korunmak için hemen yanımızdaki üstgeçidin altına ayak duvarının arkasına geçtik. Böylece Genelkurmay kapısının tam karşısına geçmiş olduk. Bu sefer de o kapıda bekleyen asker giyimli terörist uzun namlulu tüfeğiyle arkasına geçtiğimiz duvara bir kaç saniye arayla ateş etmeye başladı. Bulunduğumuz yerden Kızılay yönüne geçiş açıktı ama diğer tarafa geçmek isteyenlerinin önüne doğru sıkıp geri dönmelerini sağlıyorlardı.
            Sabaha doğru artık bu işte başarısız olacaklarını anlayınca helikopterlerle kaçmaya başladılar. Biz de yavaş yavaş eve dönmek için yerimizden ayrılıp arabaya geçtik. Yolda otostop yapan 15-16 yaşlarında iş çıkışı olayı duyup buralara kadar yürüyerek gelen bir çocuğu arabaya alıp sohbet etmeye başladık. Çocuğun siterlerin arkasında mahallesine giderken emniyetin ve önündeki üst geçitin halini gördüğümüzde olayın dehşetini daha iyi anladık. O yıkıntıları görmesine rağmen kaçmak yerine emniyetin dibine toplanmış kendini binaya siper etmiş kahramanları görünce Türk Milletinin mensubu olduğum için bir kere daha gurur duydum
             Uzun gecenin ardından güneşin ilk ışıkları görünmeye başladığında yorgun ve uykusuz olarak eve vardım. Artık bu uğursuz darbe girişimi bitti diye düşünürken yakına düşen bombanın sesi ile ayağa fırlayıp balkondan dışarı baktığımızda külliye tarafında dumanlar yükseliyordu. Gece bitmişti ancak fetönün ihaneti daha bitmemiş, bu hainler tarafından can havliyle külliye ile jandarma arasındaki vatandaşlara bir bomba daha atılmıştı. O bombadan sonra artık havadaki araçlar görünmemeye başladığında huzurlu ve gururlu şekilde sızıp kalmışım.
             Allahım o gece bu vatan uğruna şehit düşenler başta olmak üzere tüm şehitlerimizizn şehadetini kabul et,  yakınlarına sabır, milletime intikam alma gücü ile birlik nasip et ve gazilerimize şifa ihsan et.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder